TEDAVİ VE İYİLEŞME GİDERLERİ
1- Tanım ve kapsam
Haksız eylem veya kaza sonucu yaralanan kişi, tümüyle iyileşip eski sağlığına
kavuşuncaya kadar yaptığı ve ilerde yapacağı tüm masraflarını isteyebilir.
Bunun tıbbi tedavi ile sınırlı bölümüne “tedavi giderleri” ve eski sağlığına
kavuşup yeniden çalışmaya ve günlük işlerini sürdürebilecek duruma gelinceye
kadar yaptığı ve yapacağı tüm masraflara “iyileşme giderleri” denilmektedir.
818
sayılı Borçlar Kanunu’nun 46.maddesi 1.fıkrasında, zarar görene, kapsamını
belirtmeksizin “bütün masraflarını” isteme hakkı tanınmıştır. 6098 sayılı yeni
TBK. 54.maddesinde bir tanımlama yapılmaksızın kısaca “tedavi giderleri”
denilmekle yetinilmiş ise de, maddenin yorumu bugüne kadar oluşturulan Yargıtay
kararlarında açıklandığı gibi olacaktır. Buna göre, bütün masraflar kapsamına,
zarar görenin, beden bütünlüğünü eski haline getirmeye, yani iyileşmeyi
sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamak
durumunda olduğu ve ilerde harcaması olası bütün masraflar girecektir.
Yargıtay’ın artık yerleşik hale gelmiş kararlarında açıklandığı üzere,
yaralanan kişi, olay gününden başlayarak tümüyle iyileşip yeniden çalışmaya ve
günlük işlerini sürdürebilecek duruma gelinceye kadar yaptığı tüm tedavi ve
iyileşme giderlerini zarar sorumlularından isteyebilecektir. Bunun için
masrafların dava ve hatta hüküm gününe kadar yapılmış olması koşul değildir;
gelecekte yapılması olası tedavi ve iyileşme harcamalarını da isteyebilir.
Örneğin, tıbbi tedavi sonrasında, belli bir süre veya yaşam boyu bazı ilâçları
kullanmayı ve bazı sağlık önlemleri almayı sürdürecekse ya da ilerde bir veya
birkaç kez daha ameliyat olması gerekiyorsa, gelecekte yapacağı tüm masrafları
da hesaplatıp hüküm altına aldırabilecektir. Çünkü tedavi ve iyileşme
giderlerinin istenebilmesi için harcama yapılmış olması koşul olmayıp,
gelecekte yapılacak masraflar da zarar kapsamındadır.
Gene
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi ve iyileşme için yapılan
masrafların dışında, kişinin iyileşmesi için ilerde yapılması zorunlu tedaviler
ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar,
protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak
nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm
altına alınması öngörülmekte; harcama yapılmadan da tedavi gideri
istenebileceği kabul edilmektedir.
Bütün
bunların dışında, geçirilen kaza ve yaralanma, kişinin bir başka hastalığını
tetiklemişse, örneğin kalp krizi geçirmesine, şeker düzeyinin artmasına,
tansiyon yükselmesine, hemofili (kan durmazlığı) hastasının kan kaybının
durdurulmasında güçlük çekilmesine neden olmuşsa, hastalığın normal seyri ve
normal tedavisi dışında, kaza ile ilişkilendirilmek koşuluyla, fazladan yapılan
tedavi masraflarının da istenebileceği, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay
kararlarında kabul edilmektedir. Bu konuda bir Yargıtay kararında “Yaralanma
hafif olmasına karşın, başka bir hastalığın artmasına neden olmuşsa, haksız
eylem sorumluları, belli bir oranda tazminat ödemekle yükümlü olurlar”
denilmiştir.
2- Masraf türleri
818 sayılı BK.46/1.maddesindeki “bütün masraflar” deyiminin bilim çevrelerince
yapılan geniş yorumuna ve Yargıtay kararlarında yer alan somut örneklere
dayanarak, tedavi ve iyileşme giderlerini şöyle bölümlendirebiliriz :
a) Doğrudan tedavi giderleri
Hastane, klinik, sağlık yurdu dispanser gibi hasta bakım yerlerine ödenen
paralar; hekim, hemşire, hastabakıcı, iğneci, pansumancı fizyoterapist,
psikoterapist gibi tedavi edenlere ve yardımcılarına ödenen ücretler; ilaç,
serum, kan, iğne ve çeşitli tahlil giderleri; röntgen, ultrason, tomografi gibi
görüntüleme aygıtları ile, elektro ve benzeri denetleme aygıtlarına ve diyaliz
makinesine ödenen paralar; her türlü ameliyat, yoğun bakım, ambulans ve
ilkyardım giderleri; ortopedik aygıtlar, protez, takma organ bedelleri ve
bunların yenilenmesi için yapılan harcamalar; tekerlekli sandalye, havalı
yatak, koltuk değneği , baston gibi kullanılması zorunlu nesnelere ödenen paralar
ve benzerleridir.
b) Tedavi sırasında yapılan zorunlu
harcamalar
Refakatçi, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının
hastanelere, sağlık kurumlarına,doktor muayenehanelerine, fizik tedavi
yerlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt
dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren
uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın
ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri;
hekimlerce gerekli görülmesi durumunda kaplıca, ılıca, dağ veya deniz kıyısı
gibi hava değişim yerlerine ödenen paralar.
c) Tedavi sonrasında yapılması zorunlu
dolaylı harcamalar
Hastaneden taburcu olduktan sonra bir süre evde bakılması gerekiyorsa buna
ilişkin bakıcı veya yardımcı giderleri, bir süre özel beslenme gerekiyorsa buna
ilişkin masraflar, tedavisi sonuçlanmasına karşın, bir süre toplu taşıma
araçlarına binemeyecekse veya kendi otomobilini kullanamayacaksa, işe gidiş
geliş taksi ücretlerinden, toplu taşıma ücretlerinin veya kendi aracının benzin
paralarının indiriminden sonra aradaki farktan oluşan harcamalar.
d) İlerde yapılacak tedavi masrafları
İlerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları,
yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak
masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi
aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm altına alınması öngörülmekte;
harcama yapılmadan da tedavi gideri istenebileceği kabul edilmektedir.
3- Tedavi giderlerinin kanıtlanması
Haksız eylem veya kaza sonucu yaralanan bir kimsenin, olay sırasında ve onu
izleyen günlerde can kaygısından başka bir düşüncesi olamayacağından, ondan ve
yakınlarından yaptıkları masraflar için fatura toplamaları beklenmemelidir.
Yaralanan kişinin, olay yerinden alınıp ambulansla veya taksiyle hastaneye
getirilmesinden başlayarak taşıt ücretleri, ilk yardım, ilaç .serum, kan, iğne,
tahlil, röntgen bedelleri için belge toplaması, olayın etkisi, çektiği acı ve
can korkusu içerisinde pek akla gelmemektedir. Yaralanan kişinin yakınları da
korku, üzüntü, şaşkınlık ve ne yaptıklarını bilmeyen bir ruhsal kargaşa
içerisinde hastaneye ve hekime koşturmaktalar iken, ya da ameliyat öncesi ve
sonrası kaygılı bekleyişin üzüntülerini ve sıkıntılarını yaşadıkları sırada, yaptıkları
harcamaların çoğunu belgeye bağlamak zaman, fırsat ve olanağını
bulamamaktadırlar; bulsalar bile, bilinen nedenlerle, fatura veya makbuz elde
etmeleri çoğu kez zor olmaktadır.
Ülkemiz
koşullarında fatura ,makbuz ve benzeri belgeleri elde edebilmenin zorlukları
herkesçe bilinen bir gerçektir. Pek çok alanda olduğu gibi, sağlık kesiminde de
kayıt dışı kazançlardan söz etmek olasıdır. Bunun başlıca nedeni,
vergilendirmedeki adaletsiz ve tutarsız uygulamalar ve vergi politikalarındaki
yanlışlıklardır. Bu yüzden, kişiler belge vermekten, makbuz ve fatura
düzenlemekten kaçınmaktadırlar. Kamu düzeni ile ilgili bu yanlış
uygulamalardan, haksız eylemden zarar görenlerin etkilenmemesi gerektiği
görüşü, Yargıtay kararlarına yansımış; harcama belgesi (makbuz, fatura)
aranmaksızın, tedavi (iyileştirme) giderleri için kanıtlama kolaylıkları
getirilmiştir.
Bütün
bu durumları ve yaşam gerçeklerini iyi gözlemleyen Yargıtay’ımız, uzun yıllara
yayılan ve tutarlı bir biçimde sürdürülen kararlarında, haksız eylemden zarar
görenleri koruyup kollayıcı ilkeler geliştirmiş; kararlarda tedavi ve
iyileştirme giderlerinin zarar sorumlularından kolayca alınabilmesinin yolları
gösterilmiş; harcamaların belgeye bağlanamaması, kanıtlamada zorluklarla
karşılaşılması durumunda, yargıcın, B.K.m.42/2 gereği zararı ve kapsamını
doğrudan araştırmakla ve hüküm altına almakla yükümlü olacağı kuralına açıklık
getirilmiş; bilirkişi incelemesinin nasıl yapılacağı ve hangi uzmanlardan
yararlanılacağı konularında dahi ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır
Tedavi
giderlerinin araştırılması, kanıtlanması ve değerlendirilmesine ilişkin Yargıtay’ca benimsenen ilkeleri şu
başlıklar altında toplayabiliriz:
a)
Tedavi giderlerinin belgeye bağlanması koşul değildir.
b) Tedavi giderleri her biçimde, her yola başvurularak kanıtlanabilir.
c) Tedavi giderleri tarifelerle sınırlı değildir.
d) Özel hastanelere ödenen tedavi giderleri, resmi tarifelerle
sınırlandırılamaz.
e) Tedavi giderlerinin resmi bir kurum tarafından ödenmesi, ek zararın
istenmesine engel değildir.
f) İlerde yapılacak tedavi giderlerinin hesaplatılıp hüküm altına alınması
istenebilir.
g) Yargıç, 818 sayılı BK.42/2.maddesi ve 6098 sayılı TBK.50/2.maddesi
çerçevesinde zararın kapsamını doğrudan araştırmakla yükümlüdür.
h) Hiçbir belge sunulmasa bile, yargıç, görevlendireceği uzman bilirkişilere
tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla
yükümlüdür.
Aşağıda, Yargıtay kararlarından örneklerle, bu
ilkelerin kısa açıklamaları yapılacaktır.