Yoksulluk Nafakası
Gerek sosyal ve ekonomik koşullar gerek gelenek ve dinin etkisi ile insanlar birbirine zorunlu olarak bağımlı kılınmaktadır. Bu bağımlılığın zorunlu bir sonucu olan Yoksulluk Nafakası; biten bir evliliğin sonucunda maddi olarak güçlü olan tarafın diğer tarafa ekonomik anlamda “süresiz” yardım etmesidir. Medeni Kanunun Yoksulluk Nafakası başlıklı 175. Maddesi; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceğini hükme bağlamıştır.
Uygulamada genellikle kadın lehine Yoksulluk Nafakası’na hükmedildiği görülse de yeni Medeni Kanun eski Medeni Kanundaki gibi kadın-erkek ayrımı yapmamıştır. Dolayısıyla boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kadın veya erkek, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilecek olup nafaka yükümlüsünün kusuru aranmamaktadır. Kanun koyucu, yoksulluk nafakasının süresiz (devamlı) olarak ödeneceğini hükme bağlamıştır. (MK. md. 174/I). Fakat Yoksulluk Nafakası belli bir süre için istenmiş ve mahkemenin bu yöndeki kararı da kesinleşmişse, Yoksulluk Nafakası alacaklısı, daha sonra bu sürenin uzatılması yönünde bir talepte bulunamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında yoksulu; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanlar olarak tanımlamıştır. Yine söz konusu kararında devamla yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir demektedir
- Yoksulluk Nafakası’nın yoksulluğa düşen veya düşecek olan tarafça talep edilmesi gerekir. Bu talep açılan boşanma davası ile birlikte yapılabileceği gibi, eğer, boşanma davasıyla birlikte karşı taraftan yoksulluk nafakası talep edilmemişse boşanma kararı kesinleştikten sonraki bir yıl içerisinde karşı taraftan yoksulluk nafakası talebinde bulunabilir. Bu 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra yoksulluk nafakası talebinde bulunulamaz.
- Yoksulluk Nafakası talep eden tarafın kusurunun, karşı tarafın kusurundan daha ağır olmaması gerekir. Eğer Yoksulluk Nafakası talebinde bulunan taraf daha ağır kusuru varsa mahkeme Yoksulluk Nafakası’na hükmetmez. Örneğin aldatan taraf yoksulluğa düşecek olsa bile yoksulluk nafakası alamaz.
- Boşanma yüzünden yoksulluk nafakası talebinde bulunan tarafın yoksulluğa düşmüş olması gerekir. Yoksulluk Nafakası talebinde bulunan taraf ekonomik olarak güçlü ise mahkeme bu taraf lehine Yoksulluk Nafakası’na hükmedemez.
Yoksulluk nafakası
Yargıtay
HGK.nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul
edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür
(eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu
ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri
olmayanları yoksul
kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari
ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası
bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir.
(HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün
2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı
kararları).
Benzer
(Yargıtay
3. Hukuk Dairesi 2015/6795 E. , 2015/14707 K.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder